Halkın çevre kirliliği konusundaki farkındalığının artması, tüketim sonrası atıkların sayısının sürekli artması ve insan sağlığına özen gösterilmesi sonucunda katkı maddelerinin modern kriterlere ve koşullara uygun olması gerekliliği doğmuştur. Her şeyden önce, kullanılan malzemeler insan sağlığına ve çevreye toksik olmamalıdır. Medikal, farmasötik ve ambalaj endüstrilerinde kullanılan polimer malzemeler insan vücudu veya gıda ile yakın temas halindedir. 

Biyopolimerler, flora ve faunada doğal olarak oluşan polimerlerdir. Çevre kirliliğine neden olmazlar ve dünya sakinleri için tamamen zararsızdırlar. Üstelik bu tür polimerler gezegenimizi yok etmeyen yenilenebilir kaynaklardan elde edilir. Biyopolimerler, biyolojik olarak parçalanabilmeleri, toksik olmamaları ve doğal kökenleri nedeniyle biyokompozitlerin (yenilenebilir hammaddelerden üretilen kompozitler) üretimi için çok uygundur.

Biyokompozitler, günlük kullanıma uygulanabilecek umut verici malzemelerdir. Bazı durumlarda, doğal bileşikler daha güçlü biyosidal aktivite sergiler. Bu gerçek onları sentetik değiştiriciler için ilginç bir alternatif haline getiriyor. Toksik olmaması ve tamamen biyolojik olarak parçalanabilirliği, tartışılmaz avantajlarından bazılarıdır. Artık plastik atıklardan kaynaklanan mevcut ekolojik tehdit nedeniyle, tamamen biyolojik olarak parçalanabilen kompozitlerin oluşturulması çok önemlidir. Bununla birlikte, kompozitin her parçasının biyolojik olarak parçalanabilir olması mümkündür.