İnsan Plasentasında Mikroplastik Tespit Edildi
Geçen yüzyılda, küresel plastik üretimi yılda 320 milyon tona ulaşmıştır. Bunların %40'tan fazlası tek kullanımlık ambalajdır; dolayısıyla plastik atık üretilmiştir. Tüm dünyadaki ve özellikle Akdeniz'deki deniz tabanının çoğu, kıyılarda ve denizde toplanan atıklardan kaynaklanan plastikten oluşur.
Mikroplastikler, boyutu 5 mm'den küçük parçacıklar olarak tanımlanır. Ragusa ve arkadaşları (2021) tarafından insan plasentasında pigmentli mikroplastiklerin ve genel olarak insan yapımı parçacıkların varlığını ortaya koyan ilk çalışma gerçekleştirilmiştir. Plastik kontaminasyonunu önlemek için tüm deney boyunca plastik içermeyen bir protokol benimsenmiştir. Özellikle fetal tarafta, maternal tarafta ve koryoamniyotik membranlarda mikroplastik bulunması, bu mikroplastiklerin insan vücuduna girdikten sonra her seviyede plasenta dokularına ulaşabileceğini gösteriyor.
Ne yazık ki, mikroplastiklerin kan dolaşımına nasıl ulaştığı ve solunum sisteminden mi yoksa gastrointestinal sistemden mi geldiği bilinmiyor. Ragusa ve arkadaşlarının çalışması, insanların genel olarak mikroplastiklere ve mikropartiküllere maruz kalma düzeyine yeni bir ışık tutuyor. Plasentanın fetüsün gelişimini desteklemedeki ve dış ortam ile dış çevre arasında bir ara yüz görevi görmedeki önemli rolü nedeniyle, potansiyel olarak zararlı (plastik) parçacıkların varlığı büyük bir endişe konusudur. Hamilelik sonuçları ve fetüs üzerindeki olası sonuçlar, mikroplastiklerin metabolizma ve üreme üzerindeki nesiller arası etkileridir. İnsan plasentasında mikroplastiklerin varlığının bağışıklık tepkilerini tetikleyip tetikleyemeyeceğini veya toksik kirletici maddelerin salınımına yol açarak gebelik için zararlı olup olmadığını değerlendirmek için daha ileri çalışmaların yapılması gerekir.